Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-KKTC

kuzey-kibris-turk-cumhuriyeti-kktc

Resmi adı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Başkenti: Lefkoşe (Nüfusu: 42.000)
Diğer önemli şehirleri: Girne Gazimağusa Güzelyurt.
Yüzölçümü: 3.355 km2 (Kıbrıs adasının % 36.5′i).
Nüfusu: 172.000 (1993 tahmini). Nüfusun % 40′ı şehirlerde yaşamaktadır. Ortalama ömür 74 yıldır. Nüfusun % 26.3′ünü 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır. Çocuk ölümlerinin oranı binde 6′dır. Nüfusun % 26′sını 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.
Km2 başına düşen insan sayısı: 51
Nüfus artış hızı: % 1.4
Etnik yapı: KKTC halkının % 98.71′ini Türkler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra % 0.5 oranında Rum vardır. Kalan nüfusu başta İngilizler olmak üzere değişik etnik unsurlar oluşturmaktadır.
Dil: Resmi dili Türkçe’dir. Halkın büyük çoğunluğu arasında da Türkçe konuşulur.
Din: Yukarıda verilen etnik oranlar aynı zamanda halkın dini inançlarıyla ilgili oranları da ortaya koymaktadır. % 98.71 orana sahip olan Kıbrıs Türkleri Müslüman ve sünni % 0.5 oranındaki Rumlar ortodoks hıristiyandır. Bunun yanı sıra % 0.2 oranında Maruni hıristiyan vardır. Kalan nüfusu ise değişik din ve inançların mensupları oluşturmaktadır.
Coğrafi durum: Doğu Akdeniz’de bir ada ülkesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti güneybatıdan resmiyette “Kıbrıs Cumhuriyeti” adını taşıyan Kıbrıs Rum Kesimi diğer yönlerinden ise Akdeniz ile çevrilidir. Kıbrıs adası Türkiye’ye 71 Suriye’ye 98 Mısır’a 384 Yunanistan’a 900 km. uzaklıkta bulunmaktadır. En yüksek yerleri St. Hilarion (1035 m.) Beşparmak Dağı (800 m.) ve Karşıyaka Tepesi (790 m.)’dir. Irmak ve gölleri yoktur. Yazları kuruyan birkaç deresi bulunmaktadır. Topraklarının % 57′si tarım alanı % 5′i otlak % 20′si ormanlıktır. Başkent Lefkoşe’de yıllık sıcaklık ortalaması 18.5 derece yıllık yağış ortalaması 244 mm’dir.
Yönetim şekli: Çok partili demokratik bir sistemle yönetilmektedir. Devletin en üst yöneticisi cumhurbaşkanı hükümetin başkanı ise başbakandır. 50 üyeli bir parlamentosu mevcuttur. Parlamento üyeleri serbest seçimlerle belirlenir. 5 Mayıs 1985 halkoylamasından sonra yürürlüğe konan bir anayasası vardır. Anayasanın başlangıç kısmında Türkiye’de olduğu gibi Atatürk ilkeleri ne bağlı kalınmasının gerekliliği vurgulanmakta ve KKTC’nin laik bir ülke olduğu belirtilmektedir. KKTC henüz Birleşmiş Milletler’e İslâm Konferansı Örgütü’ne ve diğer uluslararası kuruluşlara kabul edilmemiştir.
Siyasi partiler: KKTC’deki siyasi partilerin başta gelenleri şunlardır: Ulusal Birlik Partisi: Derviş Eroğlu’nun liderliğindeki bu parti liberal ve batı yanlısı bir anlayışa sahiptir. Demokrat Parti: Hakkı Atun’un liderliğindeki bu parti milliyetçi ve liberal bir anlayışa sahiptir. Ulusal Birlik Partisi’nden sadece bazı siyasi konularda ayrılmaktadır. Cumhuriyetçi Türk Partisi: Özker Özgür’ün liderliğindeki bu parti solcudur. Bu parti 12 Aralık 1993′te gerçekleştirilen seçimlerden sonra Demokrat Parti’yle bir koalisyon hükümeti kurmuştur. Toplumcu Kurtuluş Partisi: Rumlarla federal sistemi savunan sol görüşlü bir partidir.
İdari bölünüş: KKTC 3 ille 199 yerleşim biriminden meydana gelir.
Tarihi: İslâm orduları tarafından Kıbrıs adasına ilk önce Hz. Osman (r.a.)’ın halifeliği döneminde 649 yılında bir sefer düzenlendi. Bu seferde adanın bir bölümü ele geçirildi. 653 yılında ikinci bir sefer düzenlendi ve İslâm devletinin bu ada üzerindeki hâkimiyeti güçlendirildi. Ancak adanın bir bölümü yine Bizanslıların hâkimiyetinde kalmıştır. 653 yılındaki ikinci seferden sonra Kıbrıs’a Müslümanlar yerleşmeye başladılar. Ancak Müslüman olmayan yerliler de varlıklarını sürdürmüşler ve ada tam olarak İslâmlâştırılamamıştır. 964 yılında Kıbrıs adası yeniden Bizans hâkimiyetine geçti. Bundan sonra Kıbrıs’a 1191′e kadar Bizanslılar 1191 – 1192 arasında İngilizler 1192′de kısa bir süre Templer şövalyeleri 1192 – 1489 arasında Lüzinyanlar 1489 – 1571 arasında da Venedikliler hükmetmişlerdir. Kıbrıs’ın ikinci fethi 1571 yılında Osmanlılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu ikinci fetihten sonra Kıbrıs’ın imarı adadaki ekonomik hayatın canlandırılması vb. amaçlarla bazı Müslüman Türkler adaya nakledildi. Böylece adada yeniden Müslüman bir kitle oluşmaya başladı. Osmanlılar Venediklilerin kapattığı ortodoks kiliselerini açarak bir din özgürlüğü sağladıklarından yerli halkın tasvibini kazanmışlardır. Ancak Rumlar arasında 18. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan Megali İdea (Büyük Hedef) diğer adıyla ENOSİS akımının etkisinde kalan bazı kitleler zaman zaman Müslüman kitlelere saldırarak onları rahatsız etmeye başlamışlardır. Osmanlıların Kıbrıs üzerindeki hâkimiyetleri 1878′e kadar sürdü ve bu tarihte ada İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz işgali altında Enosis akımının etkisindeki Rumların faaliyetleri ve Müslüman Türklere yönelik saldırıları daha da artmıştır. Rumlar 1 Nisan 1955′te Enosis idealini gerçekleştirmek amacıyla EOKA adlı gizli bir örgüt kurdular. İngiliz işgali 1960′a kadar devam etti. 1960′da bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyet Türk ve Rum halkların hâkimiyeti eşitlik ilkesine göre paylaşmaları esasına dayalı olarak kurulmuştu. Türkiye Yunanistan ve İngiltere’nin de garantör devletler olması kararlaştırıldı. Ancak Enosis akımını benimsemiş olan Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş günlerinden itibaren adanın tümü üzerinde Rumların hâkim olması için faaliyetlere ve bu amaçla Türkleri rahatsız etmeye başladılar. Yasaların Enosis’i yasaklamasına rağmen başta cumhurbaşkanı Makarios olmak üzere devlet yönetiminde görev alan Rumlar Enosisi destekleyenlerin kışkırtıcı faaliyetlerine göz yumdular hatta bu faaliyetleri yürütenleri cesaretlendirdiler. Tahrikçi eylemler 21 Aralık 1963′te silahlı saldırılara dönüştü. Öte yandan devlet yönetimindeki Rumlar Türk ortaklarını tamamen etkisiz hale getirerek bütün devlet kademelerini ele geçirdiler. Bu durum üzerine Türkiye 13 Aralık 1964′te BM Güvenlik Konseyi’ne başvurarak Kıbrıs’taki durumun düzelmesi için gerekli girişimlerde bulunulması talebinde bulundu. Ancak BM Güvenlik Konseyi bazı tavsiye kararları almanın ötesinde bir şey yapmadı. Üstelik muhatap olarak tamamen Rumların işgaline geçen hükümeti kabul etmeyi kararlaştırdı. BM’nin bu tutumundan cesaret alan Rum yönetim Türklere yönelik saldırı ve eylemleri bizzat organize etmeye başladı. BM 27 Mart 1964′te adaya bir “barış gücü” gönderdi. Ancak “barış gücü” Türklere yönelik saldırıların durmasını sağlayamadı. Hatta Rum yönetimini destekleyici bir tavır içine girdi. Bunun yanı sıra Yunanistan hükümeti de Kıbrıs’taki Rum yönetimine askeri destek sağlamaya başladı. Bütün bu gelişmeler karşısında Türkler çok sayıda yerleşim merkezini terk ederek daha güvenli bölgelere sığınmak zorunda kaldılar. Kıbrıs konusunda garantör devlet sıfatı taşıyan Türkiye ise bu yıllarda BM nezdinde bazı girişimlerde bulunmak dışında hiçbir şey yapmadı. Rumlar adada Türklere karşı vahşice eylemlere giriştiler. Çok sayıda köyü yakıp yıktılar. Bazı köylerde insanları da yaktılar. Birçok Türkü de başka şekillerde öldürdüler. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda adanın yaklaşık % 33′ne sahip olan Türkler saldırılar sonucunda % 3′üne sıkıştırıldılar. Türkler üzerindeki bu zulüm 1974′e kadar devam etti. Türkiye 20 Temmuz 1974′te garanti anlaşmasının 4. maddesinin verdiği hakka dayanarak Kıbrıs’a bir askeri hârekât düzenledi. Bu harekât 3 gün sürdü. Ardından barış görüşmeleri başlatıldı. Ancak Yunan yönetiminin ve Rum tarafının bütün önerileri reddetmesi üzerine 15 Ağustos 1974′te ikinci bir harekât başlatıldı. 2 gün süren bu ikinci harekâtla bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin topraklarını oluşturan bölge Rumların elinden alınmış ve böylece askeri harekâta son verilmiştir. Bu harekâttan sonra adada iki toplumlu federal bir yönetim oluşturulması istendi ve bu amaçla federasyonun Türk kanadını oluşturması üzere 13 Şubat 1975′te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rumların federasyona yanaşmaması üzerine 15 Kasım 1983′te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. KKTC’nin kuruluşunun ilan edilmesinden sonra 9 Haziran 1985′te gerçekleştirilen ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanlığına hâlen bu görevi yürütmekte olan Rauf Denktaş seçildi.
Dış problemleri: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en önemli dış problemi Rumların adanın tümü üzerinde hak iddia etmelerinden ve BM başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların Rumların hâkimiyetindeki Kıbrıs Cumhuriyeti’ni adanın meşru yönetimi olarak muhatap kabul etmesinden kaynaklanan problemdir. Uluslararası güçlerin Rumlara ve onlara uluslararası platformda en büyük desteği sağlayan ülke durumundaki Yunanistan’a arka çıkması buna karşılık garantör devlet sıfatı taşıyan Türkiye’nin Kıbrıs davasını savunmada zayıf kalması problemi daha da derinleştirmektedir. Bütün bu sebeplerden dolayı dünya ülkelerinin geneli KKTC’ni resmen tanımamıştır. BM’in Rum yanlısı tutum izlemesi de bu konuda etkili olmaktadır.
İslami Hareket: Gerek İngiliz işgali gerekse onu izleyen Rum yönetimi dönemlerinde İslâmi eğitimin engellenmesi ve Müslüman halkın dinini öğrenmesine ve yaşamasına engel olunması Kıbrıs’ta İslâmi hayatın zayıflamasına sebep olmuştur. İngilizler ve Rumlar adadaki Müslümanlara da kendi kültürlerini ve yaşayış tarzlarını kabul ettirmeye çalışmışlardır. Bunun etkisi bugün hâlâ gayet bariz bir şekilde görülmektedir. Bugün Kıbrıs halkının yeniden İslâmi yönden bilgilendirilmesi ve şuurlandırılması için çeşitli faaliyetler başlatılmıştır. KKTC’nde 191 cami bulunuyor. Ancak bunların çoğunda fahri imamlar görev yapıyor. Bunda yönetimin ihmali görülmektedir. Yönetim İslâmi hayatın yeniden canlanması ve yetişen neslin İslâmi yönden bilgilendirilmesi yönünde gereken gayreti göstermemektedir. Yapılan İslâmi çalışmalar genellikle fahri çalışmalardır. Bu fahri çalışmaları yürütenlerin başında da Kıbrıs Türk-İslâm Kültür Derneği’yle Kıbrıs’ın ünlü mutasavvıflarından Şeyh Nazım ve müridleri gelmektedir.
Ekonomi: Ekonomisi tarım ticaret ve imalat sanayisine dayanır. Topraklarının % 57′si tarıma elverişlidir. Tarım ürünlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 10′dur. Çalışan nüfusun yaklaşık % 25.5′i tarım alanında iş görmektedir. Üretilen tarım ürünlerinin başında tahıl turunçgiller ve çeşitli meyve ve sebzeler gelmektedir. 1992 yılında 64 bin ton tahıl 260 bin ton meyve 5 bin ton da sebze üretilmiştir. Hayvancılık da nüfusa oranla iyi durumdadır. 1992′de toplam olarak 13 bin sığır 204 bin koyun bulunuyordu.
Para birimi: Türk Lirası
Gayri safi milli hasılası: 532 milyon dolar. (Yıllık safi artış: % 6.9)
Kişi başına düşen milli gelir: 3.089 dolar
Dış ticaret: İhraç ettiği ürünlerin başta gelenleri gıda maddeleri tarım ürünleri makineler motorlu araçlar motorlu araç yedek parçaları mamul maddeler madeni yağlar ve kimyasal maddelerdir. Bunlardan birçoğunun üretimi değil sadece ticareti yapılmaktadır. İthal ettiği malların başında gıda maddeleri motorlu araçlar makineler sanayi ürünleri ilaç elektrikli ve elektronik aletler gelir. Dış ticaretinde birinci sırayı Türkiye almaktadır. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere daha başka ülkelerle de ticareti vardır. Türkiye’nin ithalattaki payı % 45 ihracattaki payı ise % 15′tir. Avrupa Birliği ülkelerinin ihracattaki payları % 78 ithalattaki payları ise % 34′tür. 1990′daki dış ticaret açığı 316 milyon dolar 1992′de uluslararası cari işlemlerindeki açık ise 16 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Sanayi: 1974 harekâtından sonra Kıbrıs’ın Türk kesiminde sanayi sektörü ciddi bir gelişme kaydetmiştir. Mevcut sanayi kuruluşları genellikle imalata yönelik küçük sanayi kuruluşlarıdır. Gıda sanayisi de iyi durumdadır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 12′dir. Çalışan nüfusun % 11.2′si sanayi sektöründe iş görmektedir.
Enerji: Enerji üretimi ve tüketimi de 1974 askeri harekâtından sonra artmıştır. 1991′de 65 milyon kw/saat elektrik üretilmiştir. Ancak mevcut enerji üretimi iç ihtiyacı karşılamamaktadır. Yılda yaklaşık 350 milyon kw/saat elektrik ithal edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi 2370 kw/saattir.
Ulaşım: Lefkoşa yakınındaki Ercan’da Pınarbaşı’nda ve Geçitkale’de birer havaalanı bulunmaktadır. Her üçü de uluslararası trafiğe açıktır. İhracat ve ithalatta kullanılan limanlarının başında Gazimağusa limanı gelmektedir. Gazimağusa limanı KKTC’nin en büyük limanıdır. Bundan başka Girne ve Gemikonağı’nda da birer limanı mevcuttur. 2700 km karayoluna sahiptir. KKTC’nde 3.1 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.
Eğitim: KKTC’nde ilk öğretim 6 yaşında başlayarak 5 yıl orta öğretim (ortaokul ve lise) 6 yıl sürmektedir. 1991 rakamlarına göre 149 ilkokulu 50 ortaöğretim kurumu (ortaokul ve lise) 11 mesleki ortaöğretim kurumu 1 üniversitesi ve bunun dışında 5 yüksek öğretim kurumu mevcuttur. Yüksek öğrenim çağındaki gençlerden yüksek öğrenim kurumlarına kayıt yaptıranların oranı % 25′tir. Okuma yazma bilenlerin oranı ise % 97′dir.
Sağlık: KKTC’nde 51 hastane 250 doktor 105 diş doktoru 310 hemşire mevcuttur. 688 kişiye bir doktor düşmektedir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir