21 Aralık Kumsal Katliamı

21 Aralık Kumsal Katliamı
Kumsal Baskini

Kumsal Lefkosa Türklerin yasadigi güzel bir semtimizdir. Kumsal 1963 Kanli Noeli‘nde harekete geçen Rum-Yunan ikilisinin canavarlasarak Türk Alayi’ndan Binbasi Dr. Nihat Ilhan’in banyo odasina saklanan üç yavrusunu ve hanimini hunharca vahsice ve barbarca katlettikleri bir semtimizdir.
Kibris Türkü için bir Türk Binbasisinin ailesi ve çocuklarinin barbarca katledilmesinin acisi ve izdirabi hep ayri olmustur. Çünkü Kibris Türkü için 1960 anlasmalarina dayanarak gelen Kibris Türk Kuvvetleri Alayi bir gün bizi kurtarmaya gelecek kahraman Türk Ordusu’nun öncü birligiydi.

Rum-Yunan vandalları Kibris Türkü’nün bu duygu ve düsünceler içinde oldugunu biliyorlardi.

“Biz Türk Alayi’na mensup bir binbasinin hanimini ve çocuklarini bile Öldürebiliriz.. Bize ne Türkiye ne de Türk Ordusu hiçbir sey yapamaz…”

Iste Kibris Türkü’ne bu mesaj verilerek çökertilmek ve teslim alinmak isteniyordu.

Arastirmaci-Yazar Ahmet Tolgay Kumsal baskinini söyle anlatiyor:
“(…) 24 Aralik gecesi Lefkosa’nin bati mahallesi Kumsal’ a yapilan baskin Yunan Alayi’na mensup subaylarin ve askerlerin de katliama bilfiil katildiklarini belgeleyen kanitlar birakti. Saldirganlarin geri çekilirken terk ettikleri malzeme arasinda Yunan subay sapkalari Yunan ordusuna ait çelik basliklar ve NATO’ya ait bazuka mermileri vardi.

1963 Kanli Noeli’nde Lefkosa’nin Kumsal semtinde Türk Alayı Doktoru Binbasi Nihat ilhan‘in evine baskin yapan Rum-Yunan askerleri banyo odasina siginan esi Mürüvvet (37) ve çocuklari Murat (6) Kudsi (4) henüz 6 aylik olan Hakan makineli tüfeklerle delik desik ederek öldürülmüslerdir. Iste Anadolu; Iste Kibris… Aralarinda hiçbir fark yoktur. Yarimcali Nuri de Kibris’taki Murat Kudsi ve Hakan yalniz ve yalniz Türk olduklari için öldürülüyorlardi!..

Kumsal baskinini “Terczepilos” kod adli bir Yunan subayi yönetti. Bölgede ikamet eden Ermenilerin çagrisi ve yardimiyla gerçeklesen bu baskinda Kanlidere yatagindan Türk bölgesine sizan 150–160 çeteci; çevreyi kursun yagmuruna tutup Türk Mücahitlerin yaklasmasini engelleyen Severis Un Fabrikasi’ndaki makineli yuvalarinin korumasi altinda katliam planini gerçeklestirdi. Kumsal bölgesinde yillarca Türklere kapi komsulugu yapan Ermenilerin bölgenin savunmadan yoksun oldugunu telsizle Rumlara Dindirdikleri daha sonra TMT tarafindan belirlenecekti. Genellikle Kumsal Kösklüçiftlik ve Arabahmet bölgelerinde oturan Ermeniler bu hainliklerinin ortaya çikmasindan sonra Rum bölgesine kaçmak zorunda kalacaklardi. Rum çeteciler Kumsal bölgesinden çekilirken kadin erkek yasli ve çocuk ayirimi yapmaksizin yüzlerce Türkü de dipçik darbeleriyle önlerine katip götürmüslerdi. Kaçirilan Türklerin bir bölümü kursuna dizildi.” (1)


Katliamin Yapildigi Ev Barbarlık Müzesi Oldu

Kumsal’da Binbasi Dr. Nihat Ilhan’in ailesinin katledildigi konut müzeye çevrilmistir. Barbarlik Müzesi’ni ziyaret edenlere verilen brosürde katliam söyle anlatiliyor:
“Gün 24 Aralik 1963. Türklere karsi Rumlar tarafindan baslatilan saldirilar üç gündür artan bir hizla Kibris’in her tarafinda devam ediyor. Savunmasiz kadinlar yasli erkekler ve çocuklar vahsice öldürülüyorlardi. Kanli saldirilarin kötüsüne Lefkosa’nin Kumsal semti sahit olmustu.
Bu evde Kibris Türk Alayi Doktoru Binbasi Dr. Nihat Ilhan’in esi ve üç çocugu binbasinin Alay’daki görevinde oldugu bir sirada korunmak için sigindiklari banyo odasinda cani Rumlar tarafindan kahpece ve acimaksizin sehit edilmislerdir. Iste Rum barbarligina güzel bir örnek sayilan bu olaya sahne olmus binada bulunuyorsunuz.

Simdi olay esnasinda bu evde yaralananlardan Hasan Yusuf Gudum’un anlattiklarim dinleyelim.
“24 Aralik 1963 gecesi esim Feride ile komsumuz Binbasi Nihat Ilhan’in evindeydik. Yine komsularimizdan Mora (Meriç)li Ayse Hanim kizi Isin ve Ayse Hanimin kiz kardesi Növber de bizimle beraberdi Aksam yemegi yiyorduk. Ansizin Kanli Dere tarafindan eve kursun yagmaya basladi. Kursunlar yagmur gibi yagiyordu. Bulundugumuz yemek odasi tehlikeliydi Çabucak banyo dairesine kostuk. Burasinin daha salim oldugunu düsünmüstük. Dokuz kisiydik Esimden baska herkes banyoya siginmis esim tuvalete saklanmisti. Korku ve dehset içinde bekledik. Dr. Binbasi ‘mn esi bayan Ilhan üç çocugu ile küvetin içine girmis Kutsi Murat ve Hakan’i kucagina almisti. Ansizin sokak kapisinin büyük bir gürültü ile kirildigini isittik Makineli tüfeklerle eve giren Rumlar her tarafi taramaya baslamislardi. Bir ara Rumca bir sesin “Taksim istersiniz ha! diye bagirdigini isittim. Tekrar kursun yagmuru baslamisti. Bayan Ilhan üç Çocugu ile birdenbire küvetin içine yigilmisti. Vurulmuslardi Bu esnada banyo dairesine giren Rumlar silahlarindaki kursunlari tekrar üzerimize bosaltti. Binbasinin çocuklarindan birinin inlemesini isittim ve kendimden geçtim bayilmisim.

Iki üç saat sonra ayildigim zaman Bayan ilhan’in ve çocuklarinin küvette ölü yattiklarini gördüm. Ben ve diger komsular agir yaraliydik. Esime ne olmustu acaba? Derhal tuvalete kostum. Yerde yatiyordu. En vahsi bir sekilde öldürülmüstü.

Sokaktan silah sesleriyle karisik imdat! Yetisin! Bizi kurtaracak yok mu? Feryatlari geliyordu. Çok korkmustum. Rumlarin geri dönüp beni sag birakmayacaklarindan korkuyordum. Yatak odasina geçtim ve karyolanin altina saklandim. Bir saat daha geçmisti. Uzaktan silah sesleri gelmeye devam ediyordu. Agzim kupkuruydu. Karyolanin altindan çikip biraz su içerek tekrar banyo dairesine geçtim. Bir saat önceki gibi herkes oldugu yerde duruyordu. Yarali olan Ayse Hanim’a ve Növber Hanima da su verdim.

Sabah saat bese kadar banyoda bekledik hiç sabah olmayacak sanmistim. Hepimiz yaraliydik hastaneye gitmemiz gerekiyordu. Növber’le ben yürüyebiliyorduk. Yardim buluruz ümidiyle sokaga çikmaya karar verdik Kösklüçiftlik’e kadar yürüdük. Bizi alip hastaneye götürdüler. Yolda giderken evde daha yaralilar bulundugunu söyledim.

Hastanede üç gün kaldiktan sonra uçakla Ankara’ya tedaviye gönderildim. Ankara’da dört ay tedavi gördüm. Fakat bir kolumu hala kullanamam. Kibris ‘a dönüsümde uçak alaninda Rumlar tarafindan tevkif edildim. Bu anlattiklarimi tutuklulugum esnasinda Rumlara da anlattim. Sonra serbest birakildim.”

Banyoda Üç Çocuk Cesedi

Daily Herald Muhabiri görgü tanigi:
“Bir evde bogularak öldürülen ve bir banyoya atilan 3 çocugun cesetlerini gördüm. Çocuklarin anneleri baska bir odada vurularak öldürülmüstü. Bir Türk bana aci bir ifadeyle ‘Bunu Rumlar yapti’ dedi.” (2)

Banyo Odasi Sanki Mezbahaymis Gibiydi

Daily Mail Muhabiri John Star görgü tanigi:
“… Kusatilmis Türk tarafini dolasmama izin verilmisti. Kumsal bölgesine götürüldüm ve kirik cam parçalan üzerinden yürüyerek bahçesinde portakal agaçlan olan ve etrafta sahipsiz siyah beyaz bir kedi dolasan yesil beyaz bir eve girdim. Bu evin banyo odasi sanki mezbahaymis gibi her taraf kan içindeydi ve banyoda birbirine sarilmis kan içinde üç çocugu ölü bir kadin vardi. Rehberim bu ikinci kadinin ve çocuklarin seçkin bir Türk’ün ailesi oldugunu ve Kibrisli Rumlar tarafindan öldürüldügünü söyledi. Türk tarafinda nereye baktiysam her yerde savastan çikmis kasaba oldugunu yansitan trajik isaretler vardi. Kum torbalari nöbetçi pozisyonlari ellerinde silahlar yüzlerinde yorgunluk ifadesi olan kederli insanlar. Yoksullara yardim merkezinde yaralariyla arkalan üzerine yaslanan kadinlar erkekler taniyamadiklari bir dünyaya bos bos dikkatle bakarken anlatiyorlar ‘Onlar dumdum kursunlan kullandilar… Bizim askerlerimiz Ankara’dan gelen hareket etmeme emrine itaat ettiler. Yunanlilar sivil giyindiler ve saldirdilar…” (3)

Gördügümüz Manzara Korkunçtu

Daily Herald Muhabiri görgü tanigi:
“Bugün son bes gündür 2000–3000 kisinin muhasara altinda tutuldugu Lefkosa’nin Türk kesimine gittik. Oraya giden ilk batili gazetecilerdik ve gördügümüz manzara tanimlanamayacak kadar korkunçtu. Halkin içinde bulundugu dehset histen derecesinde idi ki bu da aglamanin çok üstünde korkunç bir seydi Söyleyebilecegimiz sunlardir:
Kumsal’da Irfan Bey Sokak 2 no’lu eve girdik. Evin içi kirk cam parçalari ile doluydu… Ve bir çocuk bisikleti köseye atilmisti.

Banyo odasinda bir grup balmumu heykele benzeyen üstlerinde katledilmis anneleri bulunan üç ölü çocuk vardi. Onun yanindaki odada ise basindan vurulmus bir kadinin cesedini gördük.
Bize bu evin bir Türk Binbasi’sina ait oldugu ve ailesinin ilk olaylar sirasinda saldirganlar tarafindan öldürüldügü söylendi. Olay üzerinden bes gün geçmesine ragmen hala orada yatiyorlardi.

Yaralilarin toplandigi bir merkeze götürüldük. Orada bazi savas kurbanlari ile konustuk. Bir yatakta cigerlerinden vurulmus 26 yasindaki Salahi Salih yatiyordu.14 yasindaki Çetin isimli bir çocuk Rum saldirilari sirasinda midesinden vurulmustu.

1963 Kanli Noeli’nde Lefkosa’nin Kumsal semtinde korunmak için sigindiklari banyo odasinin kapisinin elini simsiki tutarken Yunan Alayi’na mensup askerlerin açtigi ates sonucu bir eli kesilen Türk annesi Növber Hanim’in Fatima Hanim’dan ne farki vardir. Rumeli’de Girit’te Anadolu’da ve Kibris’ta düsman hep ayni düsmandir. Rum-Yunan ikilisinin Kibris’ta gösterdikleri barbarlik Rumeli Girit ve Anadolu’nun devamidir.

Evinde vurulan ve bir eli kesilmis bir kadin vardi. Bir erkek yerde bir plastik oyuncagi sikistiriyordu. Yaninda ise baygin annesi yatiyordu. Biz yüzlerinde bes günlük sakal olan doktorlarla konusurken kan içindeki bir sedye ile yeni bir yarali getirildi. Adam bagiriyordu.
Normalde Rum kesimindeki Lefkosa Genel Hastanesi’nde çalisan ve etkileyici bir görünümü olan bashemsire bayan Türkan Aziz bize kendisinin orada bir evi ve diger Türk hemsirelerin de kalacak kati oldugunu söyledi. Ameliyat için bekleyen bir erkek hasta da orada idi. Sali gecesi hastanedeki isinden döndügünde erkek hasta ile bir hemsireyi oturma odasinda öldürülmüs olarak buldugunu anlatti.” (4)

Suçlari Babalarin Türk Subayi Olmasiydi

Daily Telegraph ve Morning Post Muhabirleri görgü taniklari: “… Bir banyo küvetinde bir anne ve üç küçük çocugunun cesetlerini gördüm. Tek suçlan babalarinin bir Türk subayi olmasiydi.” (5)

Cesetleri Banyo Küvetinde Biraktilar

“Vahsi cinayetlerin belki de en vahsisi Kibris Türk alayi’na mensup Türk askeri doktoru Binbasi Nihat Ilhan’in yasli bir aile ile birlikte oturan karisi ile üç çocugunun katledilmesidir. Silah atislarindan korunmak için banyoya siginmislar fakat saldirgan Rum vahsileri kapiyi kirip açarak kendilerini yamyamca ve barbarca öldürerek cesetlerini banyo küvetinde yigin halde birakmislardir. Ayni evde oturan yasli bir kadin da ayni sekilde katledilmistir. Bu masum ailenin katledilen cesetlerinin bir resmi kitabin sonunda görülebilir. Bu resim olay yerini ziyaret eden yabanci muhabirler tarafindan çekilmis ve gazetesinde genis çapta nesredilmistir.” (6)

“1963 senesinin 23 Aralik’i 24 Aralik’a baglayan gecesinde Lefkosa’nin Kumsal bölgesinde saldiriya geçen Rum çeteciler evlere baskin yaptilar. Birçok Kibrisli Türk’ün can verdigi yaralandigi ve esir alindigi o geceye ait anilan Növber Ibrahimoglu’ndan dinliyoruz. Askeri Doktor Nihat Ilhan’in esi ye çocuklari ile katledildikleri evde ayni gece ayni banyo odasinda olaylarin hepsinin görgü tanigi Növber Ibrahimoglu!
Onu görmeye Meriç köyüne gidiyorum. Tertemiz bir Türk köyü. Caminin yaninda tarif edilen evi hemen buluyorum. Növber Hanim beni karsiliyor. Konusuyoruz:
“1963 Aralik 23′te kiz kardesim kizi ve ben köylümüz olan Yusuf Beylerin evine gittik Kiracisi Mürvet Hanim ‘la da tanisiyorduk Onlarin evinde oturuyorduk Ilk aksamdi. Aniden derenin o tarafindan silah sesleri duyulmaya baslandi. Karanlik basmisa. Hemen elektrikleri kapattik Dr. Ilhan’in esi Mürvet Hanim banyoya saklanalim dedi Ben kiz kardesimin 2 yasindaki kizi ev sahibi Dr. Ilhan ‘in karisi ve 3 çocugu banyo odasina girdik Mürvet Hanim banyonun içine yatti. 3 çocugunu da yanina yatirdi Bu sekilde yatmasini kocasi söylemis. “Eger ates olursa duvardan duvara geçecek kursunlara hedef olmazsiniz banyo sizi korur” demis. Ev sahibinin hanimi tuvalete saklanmisti. Disaridan bagrismalar Rumca “Yasasin Enosis” sesleri geliyordu. Sokak kapisini silahla taradilar. Biz hiç sesimizi çikaramiyorduk evde kimse yok sanilsin diye. Hepimiz ufacik banyo odasinin içine siginmistik Kiz kardesim ufak kizina sarilmis duvarin dibine çökmüstü. Ansizin Mürvet Hanim’in çocuklarindan biri aglamaya basladi. Bu sesi duyunca banyo kapisina ates ettiler. O esnada benim elim de oradaydi elim parçalandi. Kapiyi tekmelediler gelis güzel atese basladilar. Bu arada isigi da yakmislardi. Sonra herhalde hepimizi öldü sandilar baska eve gittiler. Dr. Ilhan’in esi ve çocuklari sessizce can verdiler.

Kiz kardesimin bacagindan giren kursun öbür bacagindan çikmis ve kucagindaki 2 yasindaki kizinin da dizini parçalamisa. Benim elim kanlar içindeydi Ev sahibimiz yaralanmisa. Diger taraftaki tuvaletteki ev sahibinin esi de acimasizca öldürülmüstü. Korkudan yerimizden kipirdanmiyorduk Duvardaki havluyu alip elime sardim. Bilegimi siktim kan akmasin diye. Bürünecek bir battaniye buldum. Kardesim ve kizini içine sardim. Ufak isil acidan agliyordu. Ona sus teyzem sesimizi duyarlarsa hepimizi öldürürler diyordum. Yavrucak biraz susuyor sonra dayanamayip agliyordu. Gün isiyincaya kadar öyle kaldik Sonra ev sahibi ile yürüyerek Kösklüçiftlik’e kadar gittik Bir araba bizi hastaneye götürdü.

Hastanede hemen beni ameliyata aldilar. Son olarak “Elimi kesmeyin” dedigimi hatirliyorum. Sonra uyumusum. Uyandigimda elim bilegimden kesilmisti. Arkadan Türkiye’ye ve Londra’ya tedaviye gönderdiler. O zamandir tek elle yasiyorum.”

Isil Cankan ile konusuyorum. Kumsal’da ki korkunç olayi anlatiyor. O zaman 2 yasindaymis. Annesinden ve teyzesinden duyduklarini anlatiyor:
“23 Aralik 1963′te annem ve teyzem beni alarak daha emniyetli diye komsumuz Doktor Nihat ilhan‘in evine gitmisler. Hanimi ile görüsüyorlarmis. Babam mevzideymis. Mahallede silah sesleri duyulunca isiklari söndürüp evin içindeki kapilari da kilitleyip arkada banyo odasina siginmisiz doktorun karisi ve üç çocugu annem kucaginda ben teyzem ev sahibi ve hanimi Kapilari kirarak bizi bulmuslar. Teyzemin eline isabet eden bir kursunla eli kesildi Ev sahibinin hanimini öldürdüler. Ev sahibi yarali benim dizimi parçalayan kursun annemin dizine saplanmis. Mürvet Hanim Doktorun karisi banyonun içine yatirdigi 3 çocugunun üstüne kapaklanmis. Onlari da öldürmüsler. O feci yerde sabaha kadar beklemisiz. Civardaki evlerde de ölüm olmus. Digerlerini esir almislar. Bacagim 3.5 yil alçida kaldi soguk havalarda agrir.”

Isil simdi çok güzel ve sempatik bir kiz olmus. Bir süpermarket çalistiriyor. Ona bakarken banyonun içindeki o yavrular da yasasaydi simdi böyle yetiskinler olacaklardi diyorum!!!

Nevin Erdogan ile konusuyoruz. Sehit esi. Simdi Sehit ve Malul Gaziler Derneği’nde görevli Sehit ailelerinin tüm izdiraplarini iyi bildiginden onlara yardimci olmak için bu hizmete gönüllü aday olmus. Ona böyle bir çalisma yapmak istedigimi söyledigimde bana çok yardimci oldu. Kendisine tesekkür borçluyum.

“Esim Erdogan Rifat 24 Aralik 1963 günü bizi kontrol etmek için eve geldi. Kumsal baskini oldugu geceydi. 2–3 aile ayni evdeydik. Çok yogun ates vardi. Bu yüzden esim evden görevli oldugu yere gidemiyordu. Isiklari söndürdük biz bir odaya toplandik. Erdogan da av tüfegi ile diger odada kaldi. Rumlar kapiyi taradilar. Karsilikli çigliklar geliyordu. Ben o telasla parmagimi kirmisim hiç fark etmedim. O gece hiç sesimizi çikarmadan sabaha kadar bekledik. Ertesi sabah bizi aramaya geldiler. Esim Erdogan bir Yunanli askeri vurmus ama kendisi de sehit olmustu.

26 yasindaydi ben de 21. Oglum Eser 4 kizim Beste 3 yasindaydi. Esim müzigi çok severdi. Keman ud cümbüs ve darbuka çalardi. Besteler yapmisti. Çocuklarimizin adini da ondan Eser Beste koymustu. Bir daha olursa ona da Nagme adini koyariz diyordu. ‘Ham meyveyi kopardilar dalin sarkisim çok güzel söylerdi Abdulazim Aziz toplulugunda söylerdi

Bu arada Nevin Hanim bize ogluna verilen bir madalyonu gösteriyor. O dönemde Türk Cemaat Meclisi’nde alman bir madalyon verilmisti. Bir de siir var. Behçet Kemal Çaglar yazmis.
Severim ben ancak seni seveni.
Seni derde bogan yas benim yasim.
Yilda iki gün aglatir beni
24 Aralik bir de 10 Kasim
Bu ara Nevin Hanim siirin aslinda son satirda 21 Aralik geçtigini ama oglunun bu tarihi babasinin ölüm günü olan 24 Aralik’a degistirdigim söyledi.” (7)

Dipnotlar:
1) Tolgay Ahmet Kanli Noel s.82–83
2) Daily Herald 31.12.1964
3) Se Times 4.1.1964
4) Daily Herald 1.1.1964
5) Daily Telcgraph Moming Post Gazeteleri
6) Dr. Küçük Fazil Kibris’ta Türk Davasi ve Kibris’ta Rum Vahseti s.34–35
7) Dr. Vehbi Vesile Kapinda Siyah Araba Durunca s.5–10

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir