Tıp Dünyasında Yeni Bir Tedavi Yöntemi

3 boyutlu holografik görüntülerle, teşhis ve ameliyata imkan veren sistem geliştiriliyor.

Bilimkurgu filmlerinde de gördüğümüz hologram teknolojisi, uzmanların hayat kurtarmada kullanacağı bir gerçeğe dönüşüyor artık. 3 boyutlu holografik görüntü teknolojisi artık tıp dünyasında tedavi yöntemi olacak ve başarılı olacağı düşünülüyor.

İsrail şirketinin geliştirdiği yeni sistemle insan vücudundaki organların 3 boyutlu görüntüleri oluşturulup doktorun önüne yansıtılıyor. Sistem organı tarayan bilgisayar verilerinden faydalanıyor. Bu verilerle organın görüntüsü 3 boyutlu çalışır durumdaki haliyle incelenebiliyor.

Sağlık alanında büyük bir buluş olduğuna dikkat çekilen yöntemle doktorlar hologram görüntüsüne müdahale edebiliyor çokta başarılı oluyor. Doktor, boşlukta havada duruyor gibi görülen organı çevirebiliyor, kesebiliyor, üzerinde cerrahi tedavi denemeleri gerçekleştirebiliyor.

Alışıldık 3 boyutlu uygulamalardan farklı olarak bu sistem özel gözlüğe ihtiyaç duymuyor.
Ortaya bir illüzyon değil tam renkli, ışık yansımalarından oluşan gerçek boyutlu gerçek görüntü olanağı sunuyor.

3 boyutlu hologram teknolojisi 8 gerçek ameliyatta kullanıldı

İlk aşamada öncelikli olarak kalp hastalıkları ve doğum uzmanlarının işini kolaylaştıracağı belirtilen sistemin 2015’te piyasa sürüleceği duyuruluyor.

Kahvenin Sıvı Kaybına Yol Açmadığı Açıklandı

 Bilim adamları açıkladı,günde bir kaç fincan kahvenin sıvı kaybına yol açmadığı belirtildi.

 

Birmingham Üniversitesi’nden bilim adamlarının araştırması göre, kahvenin sıvı kaybına yol açtığı efsanesini çürüttü,açıklamaya göre günde bir kaç fincan kahvenin su kadar da etkili olduğu belirtildi.

Efsanenin 1928’de yapılan araştırmaya dayandığını belirten bilim adamları, sağlıklı kişilerden 3 gün boyunca 4 büyük bardak su ya da kahve içmesini istedi. Daha sonra su içenler kahve, kahve içenler su tüketti.Katılımcılar araştırma boyunca aynı yiyecekleri yedi, ağır spor ve alkolden kaçındılar,

Kan ve idrar testleri, su ya da kahve içtiklerinde katılımcıların vücudunda aynı oranda sıvı kaybının olduğunu gösterdi.Kafeinin idrar söktürücü etkisinin, içecekteki su miktarıyla dengelendiğini vurgulayan araştırmacılar, çay için de aynı etkinin söz konusu olabileceğine dikkati çekti.

Araştırmanın sonuçları ”PlOS ONE” dergisinde yayımlandı.

 

USB Nedir / USB Bağlantısı Nedir / USB Nedir / Ne İşe Yarar

USB Nedir – USB Bağlantısı Nedir – USB Nedir Ne İşe Yarar ?

USB, İngilizce “Universal Serial Bus” kelimesinin kısaltmasıdır. USB’nin türkçesi “Evrensel Seri Veriyolu“dur. USB dış donanımların bilgisayar ile bağlantı kurabilmesini sağlayan seri yapılı bir bağlantı biçimidir. Son sürümü 3.0′dır. 600 MByte/sn’lik aktarım hızı vardır.
Standart bir usb 2.0 veriyolu 5.00 volt, 500ma çıkış verirken usb 3.0 veriyolu 900ma çıkış değerine sahiptir. Tak Çalıştır (plug and play) özelliğinden dolayı birçok cihazın bağlantısında kullanılmaktadır.

Evrensel seri veriyolu, çevre birimlerinin bilgisayara takıldıkları anda tanınıp otomatik çalışmalarını sağlamaktadır. Yani PnP’dir. Bu yolla 127 tür cihazı çalıştırma imkanı vardır, ek aparatlarla tek porta birden fazla cihaz bağlanabilir.

USB basit bir dört telli bağlantıdır. Veri kodlamasına NRZI (Non-return  to Zero Inverted) denir.Modern anakartlarda en az 4 USB portu bulunmaktadır.

USB hızları

USB 1.0 ve 1.1 : Hız 12 Mbit/sn (1.5 MByte/sn)USB 2.0 : Hız 480 Mbit/sn (60 MByte/sn)USB 3.0 : Hız 4,80 Gbit/sn (600 MByte/sn)
USB 2.0, 480 Mbps bant genişliği sunabilen USB sürümüdür. USB 1.1 de sunulabilen bant genişliği 12 Mbps ile sınırlıdır. USB 2.0, USB 1.1′in 40 katı kadar bant genişliği ile yüksek hız sağlar. Her iki sürümde de kablo yapısı ve bağlantı uçları aynıdır. USB 2.0, USB 1.1 ile uyumludur. Yüksek bağlantı hızı gerektiren harici CD/DVD yazıcı gibi cihazlar USB 2.0 standartını kullanırlar.

Usb 3.0 yapılan testler sonucunda en fazla 1320 MBit ile sınırlı kaldı. 5 Gbit hıza ulaşmak zaman alacağa benziyor. Yinede saniyede 1320 MBit hız bile insanı heyecanlandırmaya yetecek bir yazma hızı.

Nitekim aynı şey 2001 yılında olmuştu. Usb 2.0 için belirlenen hıza ulaşılamamış. En yüksek hız olarak 250 Mbit hıza ulaşılmıştı. Çalışmalar ilerledikçe Usb 2.0 gerçekten 480 Mbit hızı gördü ve kullanılmaya başlandı.

Günümüzde ise en son teknoloji USB 3.0′dır.USB 3.0 beklenen gibi 5 Gbit hıza çıkmıştır. Fakat yaygınlaşması zaman alacaktır.Çünkü USB 3.0 desteği olan anakartların sayısı çok azdır.

Uyku ve Şarj

USB port bilgisayar kapalıyken bile elektronik cihazların şarj etmek için kullanılabilir. Normalde bir bilgisayar kapalı iken USB portları güç kaybediyor. Uyku durumunda USB portları bilgisayar kapalıyken bile güç kalır. Masaüstü makinelerinde Uyku ve Şarj durumunun çalışması için AC güç kaynağına bağlı kalması gerekir

Telefonunuz suya düşerse bunları yapın

Akıllı telefonunuz suya düşerse ne yapmalısınız? Garanti kapsamında olmayan bu durum karşısında telefonunuzu kurtarmak, birazda sizin elinizde.

 

Telefonunuz suya düşmüşse, çok para ödeyerek aldığınız cihazınızdan hemen ümidinizi kesmeyin! Aşağıdaki listedekileri uygulayarak telefonunuzu kurtarmak mümkün olabilir:

1- Telefonunuzu hemen kapatın

Telefon suya düştükten sonra birçok kimse cihazın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek ister. Ancak telefon kapatılmadan geçen üç, beş saniyelik bir gecikme bile cihazın bozulup bozulmamasını etkileyebilir. O yüzden mümkün olan en kısa sürede sudan çıkarılarak kapatılması gerekir.

2- Telefonunuzu hemen parçalara ayırın

Telefon içindeki SD kart, SİM kartı ve pilini çıkarın, kendi başına kurumaya bırakın. Telefonun parçalara ayrılabilen tüm kısımlarının, daha kısa sürede kuraması için havayla temas etmesini sağlayın.

3- Üzerindeki sıvıyı vakumlayın

Eğer sıvıyı vakumlayacak bir alet yoksa, telefonun kulaklık girişi, şarj, kart yuvaları vb. deliklerinden suyu ağzınızla vakumlayın. Telefonun içinde su kalmayacak şekilde farklı işlemler uygulanabilir.

4 -Kurumaya bırakın

Tüm bu işlemlerin ardından cihazınızı bir tabak pirincin içine daldırın, bekletin. Isıyla çalışan çeşitli aletler veya kimyasallar işe yaramayacaktır. O yüzden saç kurutma makinesini bir kenara bırakın, cihazınızı pirinç dolu tabak içinde 48 saat bekletin. Arada telefonun pozisyonunu değiştirmeyi unutmayın.

5-Telefonunuzu Uyku modundan Uyandırın

Telefonunuzu tabaktan çıkartın, eğer dış tarafında hala nemlenme kalmışsa silin. Nemlenme telefonun içindeyse cihazı tekrar pirinç dolu tabağa koyup bir gün daha bekeyin. Cihaz tamamen kurumuşsa, telefonu açın. Şansınız varsa, telefonunuz yeniden çalışacaktır. Telefonunuz bazı fonksiyonlarını yerine getiremiyor olsa bile, en azından yeni telefon alma maliyetinden daha düşük maliyetle telefonu tamir ettirme şansınız olabilir.

Baş Ucunuzdaki Telefona Dikkat!

Uyurken baş ucuna konulan cep telefonu, yaydığı elektromanyetik radyasyonu yüzünden derin uykuya geçişi engelliyor. Ayrıca kanser i önleyen melatonin hormonunun da daha az salgılanmasına neden oluyor.

 

  Yatarken baş ucuna konulan cep telefonu, yaydığı elektromanyetik radyasyonu yüzünden derin uykuya geçişi engelliyor. Ayrıca kanseri önleyen melatonin hormonunun daha az salgılanmasına neden oluyor. Prof. Dr. Osman Çerezci , telefonların yataktan 2 metre uzağa konulmasının riski ortadan kaldıracağını söylüyor.
  Cep telefonları açık olmasa bile her 30 saniyede bir baz istasyonuna sinyal gönderiyor. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, telefonların yaydığı elektromanyetik radyasyona maruz kalmanın kanser, parkinson, alzheimer hastalığını tetiklediğini söylüyor. Gün boyu yanımızdan ayırmadığımız cep telefonlarından yayılan elektromanyetik radyasyondan en azından gece korunulması gerektiğini belirten Çerezci, bunun kolay ve pratik yolunun cep telefonunun uyurken 2 metre uzağa bırakılması olduğunu kaydediyor.
Yaptıkları araştırmada, yastığın altına veya yatakların baş ucunda bulunan komodin üzerindeki cep telefonlarının yaydığı sinyalin kaliteli uykuya geçişi engellediğini vurgulayan Çerezci, bu durumu şöyle açıklıyor:“Karanlıkta uyumak lazım. Karanlıkta uyurken vücudumuz kansere karşı vücut direncini artıran melatonin hormonu salgılar. Ancak yatağımızın baş ucundaki sehpada veya yastığımızın altında bulunan cep telefonu konuşmasak, kapalı kalsa bile 30 saniyede bir baz istasyonundan sinyal alıp veriyor. Elektromanyetik dalgada sürekli bir ışık yayıyor. Mikrodalga boyutunda dalga yayıyor. Vücudumuzu sürekli olarak tetikliyor, uyarıyor. Telefon hemen yanımızdayken sağlıklı  uyku geçirmemiz mümkün değil. Kaliteli uykuya geçilemeyince melatonin hormonu az salgılanıyor veya salgılanmıyor. Bu da bedenin direncini zayıflatarak kansere yakalanma riskini artırıyor. Cep telefonu nu bu sebeple yataktan iki metre uzağa bırakmak hayati önem taşıyor, risk yok denecek kadar azalıyor.”

Çocuklar, cep telefonundan 6 kat fazla etkileniyor

Çocukların odasına kesinlikle telefon bırakılmaması gerektiğini dile getiren Çerezci, çocukların yetişkinlere göre elektromanyetik radyasyondan 6 kat daha fazla etkilendiğini söylüyor. Ayrıca çocuklara yine oyun oynamaları için telefon verilmesinin de sakıncalı olduğunu ifade eden Çerezci, “Telefonla konuşulmasa bile çocuk telefonla oynarken radyasyona maruz kalıyor. Bunun  sebebi cep telefonu baz istasyonlarının sürekli birbirlerine sinyal göndermeleri. Özellikle 7 yaşına kadar çocukların cep telefonlarından kesinlikle uzak tutulması gerekir. Çünkü insan vücudu elektromanyetik radyasyona karşı savunmasız.” uyarısında bulunuyor.

3 D yazıcılarla neler yapabilirsiniz

3 D  yazıcı ile bayanların neler yapacağını bilseler ilk onlar alacaklar . Okadar güzel şeyler üretip tasarlayıp yapabiliyorsunuz,takılar ,süsler akla ne gelirse,

2014’ün en önemli trendlerinden biri olmasına kesin gözüyle bakılan 3D yazıcılar, ABD’de düzenlenmekte olan dünyanın en önemli teknoloji fuarı CES 2014’ün ana maddeleri arasında.
CES 2014’de fuar ziyaretçileri ve basının karşısına çıkan; 3 boyutlu olarak dilediğiniz her şeyi size sunabilen 3D yazıcıları arasında bir model vardı ki fiyat etiketi ile adeta şok etkisi yarattı!499

ABD Doları fiyat etiketi ile Mart ayında pilot ülkelerde satışına başlanacağı açıklanan 3D yazıcı hemen her eve girebilecek düzeydeki fiyatıyla oldukça çarpıcı görünüyor.

3dprint1
Yapacağınız binalar,çocuğunuzun resmini çekip heykelini yapma,yüzünüzün aynısını çıkarma,3333

Ailenize yapacağınız bir çok şeyi bu 3 D printer ler den yapma olanağı var artık, fiyatları da oldukça ucuzladığı için kolayca satın alınabilecek,bence bu aygıtın en çok çocuklar sevecek,oyuncak yapmak onların hayal gücünü ortaya koyacak .
Tiny-Version-3D-Printing-2-600x519

Güneşte fırtınalar kopuyor

   Güneş fırtınası Dünya’nın yanı sıra Uluslararası Uzay İstasyonu’nu (UUİ) etkiliyor. Güneş fırtınasının elektronik aletleri etkilemesi olasılığı nedeniyle UUİ’ye ikmal malzemeleri götürecek Cygnus yük gemisinin dün yapılacağı duyurulan fırlatılışı bugüne ertelendi.

Cygnus yük gemisini UUİ’ye götürecek insansız Antares roketini üreten Orbital Science Şirketi yetkilisi Antonio Elias, dün yaptığı açıklımada, Güneş‘ten gelen parçacıkların roketteki elektronik aygıtları etkileme ihtimali nedeniyle ABD’nin Virginia eyaletindeki Wallops adasından yapılacak fırlatılışın bugüne ertelendiğini duyurdu. Elias roketi, bugün TSİ 20.07’de uzaya gönderileceğini sözlerine ekledi.

Cygnus yük gemisi UUİ‘ye ikmal malzemelerinin bir eğitim projesi çerçevesinde getirilen karıncaların da aralarında bulunduğu çeşitli bilimsel deneyler götürecek.

NASA‘dan bugün yapılan açıklamada Güneş’ten gelen parçacıklardan oluşan serpintinin UUİ‘de görev yapan 6 astronot için tehdit oluşturmadığı bildirildi. Açıklamada, Cygnus yük gemisinin güneş patlamaları sırasında ortaya çıkacak radyasyona dayanacak şekilde imal edildiği vurgulandı.

Cygnus‘un Aralık 2013’te yapılması planlanan uçuşu UUİ‘nin soğutma sisteminde ortaya çıkan arıza nedeniyle ertelenmişti. Önceki gün için planlanan fırlatılış aşırı soğuk hava nedeniyle ikinci kez yapılamamıştı. Cygnus‘un uzaya fırlatılışının, Güneş fırtınası nedeniyle dün de 3. kez ertelenmesi UUİ‘nin uzay görevinin 4 yıl daha uzatılması sonucunu doğurdu. Bu, UUİ‘nin 2020’de sona ermesi planlanan görevinin 2024’e uzatılacağı, UUİ‘deki mürettebat üzerindeki zaman baskısının azalacağı anlamına geliyor. NASA‘nın insanlı keşif çalışmaları bölümü şefi Bill Gerstenmaier, bugün yaptığı açıklamada “NASA için önemli bir artı” dedi.

GÜNEŞ FIRTINASI NE ANLAMA GELİYOR?

Güneş’te meydana gelen patlamalar sonucu Güneş’in korona adı verilen üst tabakasından uzaya yayılan elektron ve protonlardan oluşan, plazma halindeki yüklü parçacıklara Güneş rüzgarı deniyor. Bu parçacıkların Dünya’nın manyetik alanına etki etmesine de Güneş fırtınası adı veriliyor.

Bilim adamları Güneş fırtınasının insanlar üzerinde zararlı etkisinin bulunmamasına karşın kamu hizmet sistemleri, uçak seferleri, uydu ağları ve kısaca GPS adı verilen küresel konumlama sistemi cihazlarında aksaklıklara yol açabileceğine işaret ediyor.

Güneş fırtınası ayrıca genellikle kuzey ülkelerde görülen, kuzey ışıkları olarak adlandırılan gökyüzünde oluşan renkli ışık oyunlarının kutupların ilerisindeki bölgelerde de görülmesine yol açıyor.

ABD uzay hava tahmini uzmanı Joe Kunches, önceki gün Güneş‘te meydana gelen büyük patlama nedeniyle oluşan Güneş rüzgarlarının bugünden itibaren Dünya‘yı etkisi altına alacağını söyledi. Kunches, bunun, Dünya’nın manyetik alanını etkilemesi, kutup ışıklarının güneye doğru genişlemesine neden olacağını belirtti.

ABD‘deki Alaska Jeofizik Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, Güneş fırtınası nedeniyle Kanada’nın büyük bir kısmıyla ABD‘nin kuzey kesimlerinde bugünden itibaren kuzey ışıklarının görülebileceği bildirildi.

GPS cihazlarını bozma olasılığı bulunan Güneş fırtınası nedeniyle kutup bölgeleri çevresindeki uçuş seferleri, elektronik aletlerin etkileneceği endişesiyle başka yönlere kaydırılıyor.

Ntvmsnbc

Hubble 3 bin yeni galaksi görüntülendi!

Hubble teleskobu 13,2 milyar yıllık çok uzak galaksileri görüntüledi.

Hubble Uzay Teleskobu, 13,2 milyar yıl öncesine ait olan daha önce hiç gözlemlenmemiş 3 bin yeni galaksi (yıldız kümesi) görüntüledi. Galaksinin içinde 10 milyon ile 100 trilyon arasında yıldız bulunabiliyor.

Amerikan Astronomi Topluluğu’nun Washington’da dün düzenlediği konferansta verilen bilgiye göre, fotoğraflar Büyük Patlama (Big Bang)’den sadece 500 milyon yıl sonraki bir evreni gözler önüne seriyor. Bu dönemde bebek galaksilerin büyük bölümünün hacminin, bizim galaksimiz Samanyolu’nun 100 de biri kadar olduğu sanılıyor.

Gözlemler, 23 yıllık emektar Hubble uzay teleskobunun evrenin karanlık köşelerini 20 kat daha net bir şekilde görebilme kapasitesini artıran fiziksel düzenlemeler elde edildi. Konferansta konuşan Hubble astronom u Jennifer Lotz, “Bunu kozmik bir şafak olarak nitelemek istiyorum. Bugünden farklı olarak, yıldız oluşumlarının hızla arttığı bir dönemi görüntüledik. Herşey küme  yığınlardan oluşmuş  şekildeydi ve farklıydı” dedi.

California Üniversitesi’nden Garth Illingworth ise, “Büyük Patlama’dan sadece 500 milyon yıl sonrasına gittiğinizi ve gökyüzüne baktığınızı düşünün. Galaksiler birbirlerine daha yakın ve daha küçük. Mavi ışık yayıyorlar ve her yerdeler. Birçok element henüz yoktu, gezegenler yoktu. Muhtemelen Samanyolu’ndaki hiçbir şeye benzemiyorlardı” diye konuştu.

Hubble’ın elde ettiği fotoğraflarda yaklaşık 3 bin çok eski galaksi yer alıyor. Bunların büyük çoğunluğu Samanyolu’ndan bin kat daha küçük durumda. Büyüklüğüne göre bir galaksinin içinde 10 milyon ila 100 trilyon arasında yıldız bulunabiliyor. Yıldızlardan yayılan ışık, bir yıl içerisinde 9,6 trilyon kilometre yol katediyor. Bu da, ışığı tespit eden teleskobun aslında milyonlarca ya da milyarlarca yıl geçmişi görüntülediği anlamına geliyor. Elde edilen verilerin, evrenin gelişimini inceleyen bilim insanları için bir kilometre taşı niteliğinde olduğu belirtiliyor…

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Amerika tüm bilgisayar şifrelerini kuantumla kıracak

Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA, tüm şifrelemeleri kırabilecek süper bilgisayar üzerinde çalıştığı iddia edildi.

Adı son aylarda dinleme ve gözetleme skandallarıyla gündemden düşmeyen Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA ile ilgili çarpıcı iddia ortaya atıldı. ABD’nin etkin gazetelerinden Washington Post, NSA  özel korumalı bilgisayarlardaki şifreleri bile kırabilecek süper bilgisayar üzerinde çalıştığını bildirdi. Kuantum bilgisayarıyla hükümetler, banka ve araştırma projeleri gibi hassas hedeflerin özel korumalı bilgisayar sistemlerinin kırılabileceği belirtiliyor.

NSA için reform önerileri

ABD Başkanı Obama, NSA’nın dinleme skandalının patlak vermesiyle görevlendirdiği komisyon, konuyla ilgili  raporunu açıkladı. Komisyon, dinleme faaliyetlerinde reforma ihtiyaç olduğunu belirtti. (19.12.2013)

Eski NSA çalışanı Edward Snowden’ın ifşa ettiği belgelere dayandırılan haberde, kuantum bilgisayarı ile ilgili projenin, yaklaşık 80 milyon dolarlık araştırma programının parçası olduğu belirtiliyor. Projenin ne aşamada olduğu ile ilgili ise herhangi bir bilgi bulunmuyor.

Klasik fizik yerine kuantum

 Kuantum bilgisayarlarının mevcut süper bilgisayarlara göre birkaç kat daha yüksek verim ve hıza sahip olduğu belirtiliyor. Dijital veriler için kullanılan alışıldık şifreleme metotları, makul bir süre içinde kırılamadıkları zaman yüksek güvenlikli olarak sınıflandırılıyor. Kuantum bilgisayarı diğer süper bilgisayarlara göre çok daha hızlı ve güçlü olduğundan ‘güvenlikli’ şifreleri kırmasının çok daha kolay olacağı belirtiliyor.

Almanya ve İsviçre dahil olmak üzere dünya çapında bilim adamları yıllardır bu teknoloji üzerinde araştırma yapıyor. Kuantum bilgisayarları normal bilgisayarlardan farklı olarak klasik fizik kurallarına göre değil, kuantum mekaniğine göre çalışıyor. Ancak şimdiye kadar bu teknoloji geniş anlamda teoriye dayanıyordu.

Washington Post’a göre bilim çevrelerinde NSA geldiği noktada uzun süredir spekülasyonlar dolaşıyordu. NSA’nın çalışmalarının kapsamı tam olarak bilinmese de bilim çevrelerinde AB ya da İsviçre tarafından desteklenen projelerle başa baş gittiği düşünülüyordu. Gazeteye konuşan ünlü Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Profesör Scott Aaronson, “Kimsenin haberi olmadan NSA dünyanın bu kadar önüne geçmesi pek muhtemel görünmüyor” diye konuştu.

deutsche Welle

Bilimciler Vucudumuzun His Haritasını Çıkarttı

Aaolto Üniversitesi’nden Yar. Doç. Lauri Nummenmaa ve ekibi, duyguların vücudumuzun hangi bölgelerini etkilediğini gösteren bir his haritası çıkarmayı başardı.

Araştırmacılar, bazı duyguların insan vücudunun belirli bölgelerini harekete geçirdiğini ve her duyguda farklı bir bölgenin etkilendiğini yaptıkları araştırmalar sonucunda buldu. İnsanların farklı kültürlerden olmasının his haritasını etkilemediği ortaya çıktı..

İnternet üzerinden gerçekleştirilen araştırmaya İsveçli, Finlandiyalı ve Tayvanlı olmak üzere 700 katılımcı destek verdi. Araştırmada katılımcılardan farklı duygulara kapıldıklarında (utanç, gurur, depresyon, endişe, aşk, öfke vb) vücutlarının hangi bölümünün harekete geçtiğini, hangi bölümünün tepkisiz kaldığını bilgisayardaki insan fotoğrafında mavi, sarı, kırmızı ya da siyah renkle boyamaları istendi.

Araştırmaya göre, mutluluk halinde kalp bölgesi ve yüz sarı, vücudun diğer bölümleri kırmızı, depresyon durumundaysa kol ve bacaklar açık mavi, gövde siyah ve diğer bölümler koyu maviyle resmedildi. Yılandan korkulduğunda sinir sisteminin kaslardaki oksijen oranını artırdığı, kalbin bu tehditle mücadele için daha hızlı attığı örneğini veren Nummenmaa, bunun otomatik bir sistem olduğunu vurguladı.

Avrupa Araştırma Konseyi, Finlandiya Bilimler Akademisi ve Aalto Üniversitesi tarafından finanse edilen araştırmanın ayrıntılı sonuçları 31 Aralık 2013 tarihinde “Proceedings of the National Academy of Science” adlı bilim dergisinde yayımlandı.

His Haritası